Monday, April 24, 2006

Çocuk yetiştirmek sanırım insanoğlunun hayatta yaptığı en zor ve en fazla sorumluluk gerektiren işi. Aynı zamanda da en fazla fedakarlık gerektireni. Bir birey yetiştiriyorsunuz. Şekillenmemiş bir karakteri oluşturuyor ve tüm hayatı öğretmeye çalışarak, onu eğitiyorsunuz. Bazen üç çocuğum olduğunu düşününce bu sorumluluk altında eziliyor, hatta zaman zaman korkuyorum da. Üstelik işin belki de en komik yanı eğitimci olmam. İşim insan eğitimi ve işimi yaparken kendimden oldukça eminim. Sıra çocuklarıma geldiği zaman ise gelecekten korkuyorum. Tabiki onlara gerekli yaşam eğitimini elimden geldiği, ve onlarında kapasitelerinin yettiği şekilde vermeye de canla başla çalışıyorum. Dilerim çocuklarım ( ve sizlerin çocukları da) iyi yetişmiş insanlar olurlar. Onurlu, merhametli, hayırlı olurlar, kendilerine güvenir dimdik kalırlar ve hayatlarını sürdürürlerken çok zor sınavlarla karşılaşmazlar. Geçenlerde okuduğum bir kaç güzel sözü eklemek ve sizlerle paylaşmak istiyorum. Çocuklar üzerine söylenmiş bu sözleri ben yüzümde bir tebessümle okudum. Belki biraz abartılmışta bulabilirsiniz benden paylaşması :)....
'Bebek gibi uyuyor' diyenlerin muhtemelen hiç çocukları olmamıştır.
(Leo J. Burke)
Bir çocuğa önce konuşmayı öğretirsiniz, sonra da susmayı...
(Prochnow)
Çocuklardan çok şey öğreniriz.
Örneğin ne kadar sabırsız biri olduğumuzu...
(Franklin P. Jones)
Çocuklu aileler ve çocuksuz olanlar...
Her ikisi de birbirleri için üzülürler...
(Ed Howe)
Çocukların sevgi görmeye ihtiyacı vardır.
Özellikle de hak etmedikleri zaman...
(Harold Hulbert)
İlk başta anne ve babalarımızın çocukları, sonra çocuklarımızın anne ve babası oluruz.
Daha sonra anne ve babamızın anne ve babası, en sonunda da çocuklarımızın çocukları oluruz.
(Milton Greenblatt)
Çocuklar bir şekilde evliliğin devamını sağlarlar.
Ve bunun için pek çok yolları vardır.
Örneğin o kadar çok talepleri olur ki aileler onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken birbirlerinin hatalarını unuturlar.
(Richard Armour)
Eğer bebeğiniz güzel ve mükemmelse; hiç ağlamıyor, huysuzlanmıyorsa, zamanında uyuyor ve her zaman bir melek kadar iyi niyetliyse, siz bir anneannesiniz!
(Theresa Bloomingdale)
Bir anne için çocuğunun en sevimli olduğu zaman uyuduğu zamandır.
( Ralph Waldo Emerson)
Çocuklar geleceğe gönderdiğimiz ve asla göremeyeceğimiz mesajlardır.
(Anonim)
Çocuk büyütürken evi temiz tutmak, kar hálá yağarken kapının önünü temizlemek gibidir.
(Phyllis Diller)
Çocuğunuzun büyüdüğünü nereden anlarsınız?
Size soru sormayı keserler ve tabii nereye gittiklerini söylemeyi de...
(P.J. O'Rourke)

Thursday, April 13, 2006



AYTEN HALAMIN 36 BÖREĞİ

Bu tarif defterime bu isimle kaydedilmiş bir tarif. Canım halamın çok güzel yaptığı ve bizimde çooook severek yediğimiz bu böreğin tarifini uzun zaman önce almış ve ben de konuklarım için yapmaya başlamıştım. EEE kız halaya çeker diye bir laf var :)) ne yalan söyleyeyim bu böreği ne zaman yapsam hep hazır milföy hamuru kullandığımı sanıyorlar. Öyle güzel oluyor :))) Yapımı biraz zaman alıyor. Eğer hamuru açmayı biraz biliyor ve bundan hoşlanıyorsanız hemen deneyin kesinlikle pişman olmayacaksınız. Garanti veriyorum. tarifin adının 36 böreği olması 36 adet börek çıkıyor olmasından kaynaklanıyor.

Malzemeler:
1,5 su bardağı su
1 çay bardağı sıvıyağ
2 yumurtanın sarısı
1 tatlı kaşığı tuz
Alabildiği kadar un
Ayrıca hamurların aralarına sürmek için eritilmiş 250 gr. Margarin veya tereyağı
Yapılışı:
Malzemeler karıştırılarak yumuşak ve ele yapışmayacak kıvamda bir hamur elde edilir. Bu hamur 6 eşit bezeye ayrılır. Her bir beze oklava ile incecik açılıp bir tezgah üzerine konulur. Üzerine bir kaşıkla eritilmiş tereyağından sürülür. Diğer bezelerde aynı şekilde incecik açılır ve bir öncesinde açılıp yağlanmış olan yufkanın üzerine gelecek şekilde üst üste konulur ve her bir yufkadan sonra araları eritilmiş yağla yağlanır. 6 katlı bir yufkamız olacak. Sonra bu altı katıda bohça yapar gibi (veya gözleme katlar gibi) katlanıp kare şeklinde bir hamur elde edilir. 10 dakika kadar beklenir. Bu kare şeklindeki hamur tekrar oklava veya merdane yardımı ile mümkün olduğunca düzgün bir şekilde açılmaya çalışılıp en ve boydan 6*6 şeklinde karelere kesilir. Böylece 36 adet kare elde edilir. Karelerin köşelerine iç malzeme (bu kısmı arzunuza bağlı: peynir- maydanoz olabileceği gibi, kıymalı, sosisli, hatta sebzeli iç bile olabilir) konularak üçgen şekilde katlanır. Dikkat edilmesi gereken nokta katlanırken hemen uçlarında birleştirilmemeli yarım cm kadar içten bastırarak hamuru birleştirirsek uçları kabarır ve kat kat görünür. Bütün bu zahmetleri göze alıp bu böreği denerseniz sonuca gerçekten değdiğini göreceksiniz. Şimdiden afiyet olsun. Bu arada canım Ankara'mı çok özledim. Artık yaz tatilinin bir an önce gelmesi için çocuklar gibi gün sayıyorum. Eğer bu satırları Ankara'mdan okuyan varsa lütfen benim için de bir Ankara simidi yesin (mümkünse Yüksel caddesindeki simit fırınından lütfeeeennnn) öyle özledim ki tüm sevdiklerimi, CANIM AİLEM HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM

Tuesday, April 11, 2006



YILDIZ SALATA

Yapımı oldukça kolay ve zahmetsiz bir salata bu. Üstelik sunumu ve yemesi de bir o kadar güzel. Arkadaşım Meltem yapmış ve bloğuma koymam için fotoğraflamıştı. Teşekkürler Meltemciğim. :) Aslında malzemelerini biz göz kararı yapıyoruz. tüketecek kişi sayısına göre malzemeyi artırmak veya azaltmak mümkün. Bir paket yıldız makarnayı haşlıyor ve süzüyoruz. O soğuyup, süzülürken; bir su bardağı kadar bezelye (ben konserve kullanıyorum) yine bir su bardağı haşlanmış mısır, 3-4 tane küçük küçük doğranmış sosisi katıp karıştırıyoruz. Damak tadımıza uyacak kadar tuz katıyoruz. Ayrı bir yerde yine 1 su bardağı kadar yoğurt ile 3 yemek kaşığı mayonezi karıştırıp bu makarnanın üzerine dökerek karıştırıyoruz. Salatamız hazır. Özellikle çalışan bayanlar için pratik tariflerin önemi tartışılamaz. Aniden bastıran misafirler için güzel ve hızlı bir alternatif olabilir.

Saturday, April 08, 2006

Dün mailime gelen bu yazı benim çok hoşuma gitti. Kendimden pek fazla şey buldum galiba :))) Bu eğlenceli yazıyı sizlerle de paylaşmak istedim.
Çalisan kadin olmak ....
Eskiden kadin olmak daha kolaydi . Kadinlar sadece evde olur,yemek yapar,>çocuk bakardi. Sadece esinin geliri düsükse kadin çalisirdi , çalisan kadina acinirdi. Kadin çalisiyorsa ,evine bakamayacagi düsünülürdü ,zaten kadin bekarken çalissa bile evlenince evinin kadini olurdu. 90 li yillara gelindiginde kadin sadece evde olmak istemedi , artik çalismak ekonomik olarak özgürlesmek istiyordu. Bütün kadinlar once üniversite okumaya , sonra çalismaya basladi. Bu kadinin hosuna gitmisti çalisiyor , istedigi gibi harciyor , geziyordu. Artik çalisan kadin evli olmak degil bekar olup gününü gün etmek istiyordu.Yasasin özgürlük...
Çalisan kadin artik iskolik olmustu , çalisiyor ve yüksekliyordu , zirveye ulasmisti. Birçok sirketde once orta kademe , sonra üst kademe yönetciler kadin oldu. Fakat doksanlarin sonuna gelindiginde sirketler yanliz ve iskolik 30 lu yaslarinda kadinlarla doluydu..Bu çalisan kadina yetmedi , çitayi biraz daha yükseltti. Artik evli ve basarili çalisan kadin olmaliydi. Çalisan kadin etrafina bakindi , basarili , parali adaylar gözden geçirildi , adaylardan kel , sisman ve kisa olanlar hemen elendi , ince ruhlu , saraptan anlayan , 14 subatda müthis süprizler yapan , kimsenin bilmedigi yerlerde basabasa tatillere götüren , yasamayi seven ve bol bol espiri yapanlar hemen kapisildi. Yurt disindan tasarimci gelinlikleri getirtildi , otellerde muhtesem dügünler yapilip , maldiv lere yada bali ye balayina gidildi. Balayindan sonra çalisan kadin hizla is basi yapti artik , gündüz toplantidan toplantiya kostururken , artik aksam yemeginide düsünmeye basalmisti. Aksam ne yenmeli , nereye gidilmeli , esinin gömlekleri, pantolanlari ütülümü, kiyafetleri kuru temizlemeciye gitti mi geldi mi, marketden alinacaklarin listesini çikar, is çikisi git al , eve gel hizlica aksam yemegini hazirla....Çalisan kadin artik mutluydu , üzülünce derdini paylasan , hastalaninca ona bakan , aglayinca destek olacak bir omuza, göz yaslarini silecek sevkatli ellere sahipti. 15 saat kosturmak ona viz geliyordu. Etraf bu sekilde kosusturan ev ve is arasi çift vardiya çalisan kadinla doluydu.
Zaman geçiyordu. Çalisan kadin 35 ine yaklasiyordu, biyolojik saati "be -bek, be- bek" diye uyari vermeye basladi..Evet çalisan kadin hemen çiglik atmaya basladi "kariyer de yaparim bebek de" Çalisan kadinlar hemen sosyetik kadin dogumcularin randevularini doldurdular. Çalisan kadinlar ajandalarina ve islerinin temposuna uygun zamani seçip hemen mikroenjeksiyonla bebek yapmaya basaldi. Kimi tek , kimi ikiz , kimi üçüz istedi. 1-2 ay sonra güzel haberler sirayla gelmeye basaldi , çalisan kadinlar hamileydi. Ama çalisan kadin hemen hamile , hem güzel olmak istedi , hemen diyetisyenlere kosulup , özel hamile diyetleri alindi , bol bol kivi yenmeye baslandi. Eskisi gibi tatli , börek aserilmiyordu , karpuz , kivi ve mango isteniyordu gecenin bir yarisi eslerden . Çalisan kadin çocugunu eski usul büyütmeyecekti , hemen onlarca hamilelik , bebek büyütme kitaplari alindi , bir çok internet sitesine üye olundu.Yoga ve anne-baba kurslarina yazildi . Çalisan kadin artik gün gün takip ediyordu bebegini.Bugün 43.gün bebegim üzüm tanesi gibi , 59.gün parmaklari olustu , 89.gün bu gün ilk defa hiçkirdi. 210 .günden sonra artik bebegin matematik zekasinin artmasi için Mozart dinletilecek.
Sonunda mutlu gün geldi çalisan kadin artik anneydi , 3-4 aylik izinden sonra çalisan kadin öldürücü diyetlerle zayiflayarak incecik bir sekilde is basi yapmisti. Artik basarili bir yönetici , iyi bir es ve anne olarak 24 saat çalisiyordu. Bebek büyüdükçe , sosyallesmesi için çalisan kadin cumartesilerini çocuguna ayirdi , artik tüm anneler topluca etkinliklere katilmaya basladilar , yas günü partyleri , tiyatrolar , piyano dersleri, basketbol , tenis ve yüzme kurslarinin biri bitiyor biri basliyordu. Çalisan kadina bu da yetmedi artik herkes çalisiyor , iyi bir es ve annelik yapiyordu , çalisan kadin çitayi birkez daha yükseltti. O artik evinde katkisiz , saglikli ekmekler , kahvalti için ev yapimi reçel yapmali , organic gidalarla, vitamini bol sebze yemekleri hazirlamali , çocuguna ve esine özel günlerde ev yapimi pastalar yapabilmeli , bu pastalari çok güzel süsleyebilmeliydi. Evet bütün çalisan kadinlar yemek yapma kurslarina kosmaya basladilar, evlerine ekmek yapma makinalari aldilar. Simdi çalisan kadinlar toplanti aralarinda bir birlerine ekmek tarifleri vermeye basaldilar, dün nefis bir çavdarli ekmek yaptim, istersen tarifini vereyim. Bende hafta sonu harika bir pasta yaptim. Evdekiler bayildi. Bir aksam gelinde sizede yapayim.

Saturday, April 01, 2006


ZAMAN: Zaman öylesine h1zla ak1p gidiyor ki tutmak ve yakalamak imkans1z. Yap1lacak isler sürekli birikiyor. Kafam1n içerisinde yap1lmas1 gerekli yüzlerce is ve bütün bunlar1 yetisitrememe kayg1s1 dolan1p duruyor. Çal1smaya baslamamla birlikte ertelemelerle dolu bir döneme de girmis oldum. Ütü yap1lacak: yar1na ertele.... , kitap okunacak:haftasonuna vakit olursa ertele......, çok s1k1ld1m biraz dolasal1m: pazar gününe ertele....., vs, vs, vs..... iste bu yogunluk ve ertelemeler içerisinde asl1nda çok önemsedigim blogumda nasibini ald1. Güncelleyemedim ta bugüne kadar. Dilerim ki affola :))) Bugün benim için özel bir gün: Can1m1n içi, biricik, güzeller güzeli annemin bugün dogum günüydü. Bugün yas1yor olsaydi 50. yas1na girecekti. Ne yaz1kki 2 y1l önce sonsuzluga yolcu ettik annecigimi. Ben ve kardeslerim çocuklugumuzdan beri annemin hiç bir dogumgününü atlamaz hep ona sürprizler haz1rlard1k. Can1m1n içi de her zaman hiç beklemiyormuscas1na sas1r1r "yine harçl1klar1n1z1 bana m1 harcad1n1z?" diye duygulan1r, sevinç gözyas1 dökerdi.Ben annem gittikten sonra da iki y1ld1r kendimce kutluyorum dogumgününü. Benim için hala tüm güzelligi ve özverileriyle capcanl1 annecigim. IYIKI DOGDUN GÜZEL ANNECIGIM VE IYIKI BENIM ANNEM OLDUN. NUR IÇERISINDE YAT. MEKANIN CENNET OLUR INSALLAH.
Ne zamand1r bilgisayarimda yazilmay1 bekleyen mercimek köftesi tarifini eklemek istiyorum bugün:
Yap1l1s1:
2 su bardag1 k1rm1z1 mercimek üzeri 2 parmak kadar geçecek kadar su ile birlikte tencereye konulup üzeri göz göz oluncaya ve suyunu çekip pilav gibi oluncaya kadar pisirilir ( Eger pismemis olursa biaz daha s1cak su ilave edilebilir). Içerisine yar1m kilo ince köftelik bulgur konulup tencerenin kapag1 kapat1l1p demlenmesi saglan1r. Bir tava içerisinde 3\4 su bardag1 s1v1yag ile ince dogranm1s bir bas kuru sogan kavrulur. K1rm1z1 biber, tuz konulur. 1 bag yesil sogan, maydanoz ince ince dogran1r. 6-7 dis sar1msak rendelenir. Demlenen bulgurun üzerine 3 ks1k salça konulur.1 limonun suyu ilave edilir. Bulgurun sogumas1 beklenip hepsi bir arada(yesillikler hariç) yogrulur. En son yesillikler eklenir ve köfte yapar gibi s1k1l1r. Servis yap1l1r.